Page 23 - Sektörel Bakış_2. Sayı_28.05.2018
P. 23
23
ÇED RAPORLARINDA
KÜMÜLATİF ETKİ
DEĞERLENDİRMENİN YERİ
ÇED, bir faaliyetin gerçekleşmeden önce, fizibilite çalışmaları 1993 yılında ilk yönetmeliğin yayımlanması ile birlikte
tamamlandıktan sonra, mevzuatlar çerçevesinde ele alınan Ek-1 ve Ek-2 listelerindeki faaliyetlere ait başvurular,
çevresel etkilerinin değerlendirilmesi neticesinde, etkilerin sektörlerin yoğunluk gösterdiği bölgelerin ortaya çıkmasında
şiddeti ve etki yoğunluğu göz önünde bulundurularak faaliyetin ve bu bölgelerde tedbir alınması konusunda çalışmaların
o bölgede yapılıp yapılamayacağına karar verildiği bir süreçtir. başlatılmasında etkili olmuştur. Ağır sanayi, termik santraller ve
Bu sürece dâhil olan çok sayıda paydaş bulunmaktadır. Bu çimento fabrikaları gibi kaynak ihtiyacı ve lojistik ihtiyaçlardan
paydaşlar, faaliyet sahibi, ÇED Raporunu hazırlamaya yetkili dolayı aynı bölgelerde yoğunlaşan faaliyetler ile madencilik
danışman firma, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yöre halkı başta sektörü gibi yer alternatifi bulunmayan faaliyetler her zaman
olmak üzere tüm resmi kurum ve kuruluşlar, sivil toplum yöresel hassasiyetlerin oluşmasına neden olmuştur.
örgütleri ve üniversitelerdir.
ÇED mevzuatının yürürlüğe girmesi ile birlikte Ek-1 faaliyetleri
ÇED Yönetmeliği gereği ilgili Bakanlık tarafından verilen için yapılan halkın katılımı toplantıları, yöre halkının bu gibi
format doğrultusunda hazırlanan ÇED Raporları, bu süreç çevresel sorunlarını duyurabildiği önemli ve güncel platformlar
içerisinde komisyon üyesi olarak belirlenmiş olan resmi ve olmuştur. ÇED yönetmeliğinin uygulanmaya başladığı ve
diğer kurum kuruluşların mevzuatlara dayanarak belirttikleri halkın tepkilerinin yoğunlaştığı dönemlerde, Çevre Bakanlığı
görüşleri doğrultusunda değerlendirilir. tarafından, yöresel anlamda yoğunluk gösteren faaliyetlerin
yarattığı hava kalitesi etkilerini “kümülatif“ olarak ele
alan birtakım projeler üzerinde çalışılmıştır. Bunlardan en
önemlileri İzmir-Aliağa, Kocaeli-Dilovası ve Hatay-İskenderun
bölgeleridir.
Bu bölgelerde mevzuatlara göre sınır değerlerin tespiti
sonrasında yapılan hava kalitesi çalışmaları sonucunda,
bölgede yapılacak her yeni sanayi tesisi başvurusu için
bölgenin taşıma kapasitesi, hava kalitesi kümülatif etkileri göz
önünde bulundurularak değerlendirilmiştir; Şimşir ve Bayram
(2011), TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu (2012).
kozaaltin.com.tr