Page 73 - KOZA_4_Web
P. 73

71



           Şiirlerinde İslâmî bir duyuş ve düşünüş sistemi olan   EDEBİ KİŞİLİĞİ
           tasavvuf felsefesi,  Yakın Doğu Medeniyeti’nin
           ilhamıdır.  Fakat  geri  kalan  her  şey;  dil,  vezin,   Yunus Emre, Türk düşünüş edebiyatının en büyük
           nazım şekli ve eşsiz bir Türkçe ile söyleyiş, hemen   şairlerinden biridir. Onun uzun, devamlı hayat
           tamamiyle millîdir.                             tecrübeleri varlık, yokluk, aşk ve Allah hakkında
                                                           hummalı zihin yoruşları vardır. Yoksulu zenginden,
                                                           kâfiri Müslümandan ayırmaksızın, Allah’ın eseri olan
                                                           bütün insanlara karşı, onlarda Allah ‘dan yankılar
           Hayatına ilişkin bilgiler henüz netlik kazanmamıştır
                                                           bulan, engin bir sevgiyle doludur.
           fakat yapılan son araştırmalar bağlamında 1241-1321
           yılları arasında yaşadığı kabul edilmektedir. Yunus
                                                           Onun, vatan edindiği topraklar üzerinde asıl vatanından
           Emre, Taptuk Emre dergâhında yetişmiştir. Doğum yeri
                                                           bir ömür boyu uzak kalmış bir insan üzüntüsüyle duyduğu
           bilinmiyor. 13’üncü yüzyılın ortalarına doğru Moğol
                                                           gariplikler, kimsesizlikler vardır, özlediği vatan, Allah
           istilası ve Selçuklu Devleti’nin yıkıldığı dönemde yaşadığı
                                                           diyarıdır ve Yunus durmaksızın iç ve kafa hareketleriyle
           sanılıyor.
                                                           olgunlaşıp derinleşen, rint ve coşkun bir derviş hayatını,
                                                           hep bu anavatana doğru, maddî, manevî yürüyüşlerle
           Bu dönemin sarsıntı ve acıları Yunus’un eserlerinde derin
                                                           geçirmiştir.
           izler bıraktı.
                                                           İslâm inanışının, üzerinde durmaktan çekindiği birçok
           Babasının adı İsmail.
                                                           problem, Yunus’un serbest ve zeki düşüncelerine konu
                                                           olmuştur.
           Medrese eğitimi gördü.

                                                           Şair, duyup düşündüklerini, XIII. yüzyıl Türkçesiyle, her
           Arapça ve Farsça öğrendi. İran ve Yunan mitolojisiyle,
                                                           dilin söyleyemeyeceği bir kolaylıkla terennüm etmiştir.
           tasavvuf  tarihini  inceledi.  Hacı  Bektaş  ya  da  Sinan
                                                           Allah’ı  güllerde koklayan bir insan hazzıyle söylediği
           Ata’nın halifesi Taptuk Emre’nin dergahında hizmet etti.
                                                           mısralar, Allah’a karşı sevgi dolu bir inanışın,
           Taptuk Emre’nin düşüncelerini yaymak için Anadolu’yu
           dolaştı. Eskişehir Sarıköy, Manisa Buna ve Emreköy,
                                                               “Salınur Tûbâ dalları
           Erzurum Dutçu Köyü, Isparta Keçiborlu ve Karaman’da
                                                               Kur’an okur hem dilleri
           adına yapılmış mezarlar var. Ama nerede öldüğü ve
                                                               Cennet bâğının gülleri
           gömüldüğü kesin belli değil.
                                                               Kokar Allah deyü deyü”

           Tasavvuf yorumunu benimseyen Yunus Emre’nin keskin
           bir gözlem gücü, derin bir hoşgörü anlayışı var. Şiirlerini   gibi sade, basit fakat söylenilmesi güç mısralardır.
           hece ölçüsüyle yazdı. Ama aruz denemelerine de yer   Varlıkların her zerresinde Allah’ı aramakla oyalanan şair,
           verdi. Hece ölçüsüyle yazdığı dörtlüklerin yanısıra yine   bir ağaç karşısında:
           hece ile beyitler ve gazeller de yazdı. Dili arı Türkçe
                                                               “Altundandır direkleri
           değildi.  Yer  yer  Arapça  ve  Farsça  tamlamalar  kullandı.
                                                               Gümüştendir yaprakları
           Sağlığında düzenlediği divanı bulunamadı. Günümüzdeki
                                                               Uzandıkça budakları
           divanları  derlemedir.  1904’te  birinci,  1924’te  ikinci
                                                               Biter Allah deyü deyü”
           basımları yapılan Divan-ı Aşık Yunus Emre’nin yanı “sıra
           Burhan Toprak ve Abdülbaki Gölpınarlı’nın derleyip
           yayınladığı Yunus Emre divanları vardır.        gibi şiirlerini bu heyecanla söylemiştir.




        kozaaltin.com.tr
   68   69   70   71   72   73   74   75   76   77   78